Eyüp Belediyesi Caferpaşa Medresesi Kültür Sanat Merkezi’nde şair Mustafa Yürekli’yle gerçekleştirilen Mavera Okulu söyleşileri ilgiyle takip edilmeye devam ediyor. Her ay gerçekleştirilen söyleşide Mustafa Yürekli edebiyatımızdan tarihe bakan sohbetler gerçekleştiriyor.
Moderatörlüğünü Seyfettin Ünlü’nün üstlendiği söyleşide Mustafa Yürekli, Sezai Karakoç’un fikir, sanat ve şiir algısı üzerine görüşlerini açıkladı. Seyfettin Ünlü, Karakoç’un Yunus Emre’den Şeyh Galib’e kadar devam eden geleneği birleştirebilen ender şahsiyetlerden biri olduğunu söyledi.
Sezai Karakoç’un eserleriyle yapmak istediği şeyin iki yüzyıldan beri süregelen İslam düşüncesinin direniş hattını tahkim etmek olduğunu belirten Mustafa Yürekli, “Karlofça Antlaşması’yla başlayan yenilgi sürecinin sanat ve düşünce alanında bir yıkıma yol açtığını ifade etti.
Yürekli, onu anlamak için Tanzimat dönemi, batılılaşma ve modernleşmeyi okumak gerektiğinin altını çizdi. Mustafa Yürekli konuşmasına şöyle devam etti: “Türk aydınını ikiye ayıran Tanzimat sürecinde İslam düşüncesi büyük bir yara almıştır. Yeniden ayağa kalmak için yürütülen çalışmalar 60 ve 80’li yıllarda ideolojik savaşlardan geçmek zorunda kalınca Sezai Karakoç sorgulamalar yapıp ‘Diriliş Düşüncesi” başlığı altında İslam düşüncesini sistemleştirmiştir; bu çağdaş İslam düşüncesinin üst düzeyden savunulması olmuştur. Tarihi sosyolojiyle analiz eden Sezai Karakoç’un yasallık sorununu edebi bir dil kullanarak aşmıştır. Sezai Karakoç, taklitçi, reaksiyoner ve sentezci anlayışın karşısında durarak İslam medeniyetinin yeniden inşa edilmesi gerektiğini söyler. Karakoç Tanzimat, Islahat, cumhuriyet, demokrasi gibi taklitçi hukuk ve yönetim sistemlerinden mucize bekleyenlere, bu beklentilerden vazgeçip ‘Diriliş’ için, hakikat medeniyetini yeniden kurmak için çalışmaya çağırır. Aydın seferberliğinin gerektiğini söyler. O dilin ile varlığın, eylem ile düşüncenin arasına ancak ‘Vahiy Medeniyeti’yle köprü kurulabileceğini hatırlatır.”